Hep cumartesi olsun diyorum ağzım dolu dolu... Bak hala yayına girmedi bugün yazmam gereken yazım. Hep bir koşturmaca hafta sonu yemek derdin bir nebze azalıyor eşin evdeyse 2 gün yanından ayrılmamak için hepsini cuma gününden hallediyorsun bi hafta sonunuz var çünkü... Hal böyle oldu mu pazartesi işe gider gibi başlıyor telaşın. Yemekti, temizlikti, çamaşırdı falandı filandı bitmez biz kadınların işi gücü. Ama iş lafa geldi mi aman bütün gün evdesin ne yaptın denir. Önüne geçemediğimiz bir cümle boşver sakın kulağına takma...
Umarım her gününüzü pazartesi gibi geçirmiyorsunuzdur ? Valla benim canım kıymetli dinlenmeliyim az bir mola vermeliyim. Mesela çalışmadığım halde mutlaka haftalık bir planım vardır. Pazartesi ve cuma evden dışarı çıkmamaya o gün için kimseye söz vermemeye çalışırım bir plan varsa da benim için değiştirilmesi adına rica ederim. Malum bu iki gün blog yazmam gerekli.
Kalan günler elbet gezerim ikizler burcuyum gezmek bizim işimiz. Gezerim gezmesine de haftada 1 yada 2 haftada bir mutlaka bir etkinlik yaparım evde tek başıma. Yok yoga değil ama yakındır açar youtube yi yoga da yaparım ben...
2013 yılında piyasaya çıkan ama 2015 yılında patlama yaratan şu Büyükler için Boyama Kitabı... Tam bir terapi. Kim sana ne demiş, aman kim kime ne yapmış gibi magazinsel hiç bir şey gelmiyor aklınıza... Bazen bir oturuşta 2 resim boyuyorsunuz bazen 1 tanesini 1 ayda anca bitirebiliryorsunuz. işte 1 ay da biten bir resim örneğim...
Çok fazlasıyla ince bir çizim olduğundan renklerin birbirine olan ahengini yakaladığınız zaman ne stres kalacak ne başka negatif bir düşünce.
İlk olarak Esrarengiz Bahçe duyuldu sonrasında bir çok seriler ortaya çıkmaya başladı. Her birinde farklı çizimler var.
Bende 2 farklı kitap mevcut bununla ilgili.
İlki;İlayda Bayrak'ın hazırladığı Mekanlar ve İnsanlar.
İkincisi ise biraz yüzsüzlükle sevdiğim bir ablamdan aldığım
Melissa Green'in hazırladığı Anti-Stres Serisi olan Düşler Ülkesi.
Benim hep bir şirin cafe açma hayalim vardır. Ön hazırlık olarak boyadım çizdim hazırladım.
Bir gün açacak olursam pembe panjurları mutlaka olmalı, rengarenk kışın ortasında bile baharı yaşatan bir cafe....
İşte böyle mis gibi bir terapi...
Şimdi ise beni bekleyen bir baykuş var sırada...
Nedense bir çok insan baykuştan korkar ya da baykuş sesi kötü bir olay olacağının habercisidir gibi düşüncelere kapılırlar. Oysa ben bıraksalar her yere baykuş bibloları,resimleri koyarım ki bir çok kıyafetimde baykuş resmi mevcut hatta kolyelerimde cabası. Hal böyle olunca bende mi bir anormallik var acaba diye araştırdığımda Maya takvimine göre burcumun baykuş olduğunu öğrendim. Bunu öğrenince gerisine fazlada kafamı yormadım açıkçası.
Benim arada kendime uyguladığım terapi bu şekilde. Arada örgü de örerim. Örgü örmekte bir nevi terapi hemde çok eski zamandan gelen... Ne var ki ikizler burcu hemen sıkılabilir örgülerden o yüzden boyamak en güzel terapidir.
Vakit ayır kendine. Stresten uzak bir vakit. Beynin nefes alsın. O ne düşünceler öyle.
Bir daha gelmeyeceğiz şu dünyaya canın kıymetli olsun sen değerlisin unutma sen kendine bazı fırsat ve boşlukları yaratmazsan kimse sana demez ki hadi bugün birşey yapma diye.
İlla boya yapmak zorunda değilsin. Evinde kullanmadığın eskileri değerlendir.
Ayakkabı kutularından kullanabileceğin şeyler üret, üretemiyorsan bile bu kutuyla ne yapabilirim diye düşünmen bile sana bir terapiydi.
O zaman ne diyoruz; heeyyy hayat bana biraz mola....
Sağlıcakla kalın...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder