23 Şubat 2018 Cuma
Meğer Susmak, İnsanın İçiyle Konuşmasıymış....
Sustum....
En güzeli de buydu... Kendini dinlemek.
...ben sustum, izledim, dinledim...
Anlaşıldım mı? Bilmiyorum...
Eleştiriler... Manalar... Boş laflar... Biter mi? Kesinlikle çünkü o kadar çok bilmişler arasında yaşıyoruz ki... İnsanlar ne için uğraştığınızı ne amaçladığınızı ne demek istediğinizi anlamamakta kararlı. Alaycı tavırlar... Hele ki bunu gördüğüm anda ''hayırdır sen'' diye haykırasım geliyor.
Bu neyin kavgası neyin yarışı diyorum ve kahkaya patlatıyorum. Taklitlerimden sakının :)
Nereden geldiğini, nereye gitmekte olduğunu ve ne ile karşılaşacağınızı unutmayın. İnsanlara bir çok şey kattığımız bir şeyler öğrettiğimiz aşikardır ama gelirler size onu kendi icatları gibi sunarlar.
Ben en çok şu alaycı tavıra karşıyım arkadaş. Kimsin sen gerçekten kimsin yani yok sadrazam evladı mısın haberimiz yok? Hele bir de manacılar... Şahidimdir mana bulanlar buldukları manaları yaşamaya mahkumdurlar...
Aklımdakilere tercüman Mümin Sekman'ın LimitSizsiniz kitabından bir alıntı olacaktır muhakkak... ''Az değil 100 milyar insan yürüdü bu dünyanın üzerinde. Kimi iz sürdü kimi iz bıraktı. Geldiler, kendilerince yaşadılar ve gittiler. Bazıları kum tanesi kadar önemsenmediler , bazılarının adlarına kumdan anıtlar diktiler. Bazıları sadece geçinme derdindeydi bazıları ise ismini tarihe geçirme.
...ve tarih ne görkemli bir insan galerisi,
üç damlalık özet; kan , ter ve gözyaşı...!!!
'' Attan düşmeyi öğrenmeden, ata binmeyi öğrenmiş sayılmazsın '' der bir İspanyol atasözü hepimiz insanız ve nereden geldiğimizi unutmamalıyız...
Sağlıcakla kalın...
12 Şubat 2018 Pazartesi
Kendimle Başbaşa...
Duygular....
Köreliyor bir yerden sonra. Verilen değerler yerini nankörlüğe bırakıyor. Kalmıyor sizin gibi düşünenler. Burunlar kaf dağı misali.
Herkese uygun hareket etmeyi iyi bilirim böyle de bir huyum var ama çileden çıkarttılar mı ne huy görür gözüm ne saygı ne sevgi...
Haykırarak böğürmek geliyor içimden. Diyorum ki... En iyisi sen çekil kabuğuna elbet anlaşılır ruhundaki kırgınlık.
Ne zaman insanlık yerini iyiliğe bırakacak.
Benim hiç umudum yok. İnsanlar kötü...Yazacak his bile bırakmıyorlar insanda. Aslında yazacak milyonlarca kelime var değil mi? O kelimelere bile değmiyor gördüklerimi kaleme almak. Sonra....
Sonrası hep aynı, hep dejavu...
Hep iyilik üzerine düşünürüm, iyilik üzerine yazmaya özen gösteririm belki bir faydam dokunur diye ama sanırım çileden çıktım.
.... ve ne güzel sözdür '' kaliteli insan işiyle, boş insan kişiyle uğraşır''...
Hepinizin dili olarak yazıyorum; 'Yaşattıklarınızı yaşamanız dileklerimle'....
Köreliyor bir yerden sonra. Verilen değerler yerini nankörlüğe bırakıyor. Kalmıyor sizin gibi düşünenler. Burunlar kaf dağı misali.
Herkese uygun hareket etmeyi iyi bilirim böyle de bir huyum var ama çileden çıkarttılar mı ne huy görür gözüm ne saygı ne sevgi...
Haykırarak böğürmek geliyor içimden. Diyorum ki... En iyisi sen çekil kabuğuna elbet anlaşılır ruhundaki kırgınlık.
Ne zaman insanlık yerini iyiliğe bırakacak.
Benim hiç umudum yok. İnsanlar kötü...Yazacak his bile bırakmıyorlar insanda. Aslında yazacak milyonlarca kelime var değil mi? O kelimelere bile değmiyor gördüklerimi kaleme almak. Sonra....
Sonrası hep aynı, hep dejavu...
Hep iyilik üzerine düşünürüm, iyilik üzerine yazmaya özen gösteririm belki bir faydam dokunur diye ama sanırım çileden çıktım.
.... ve ne güzel sözdür '' kaliteli insan işiyle, boş insan kişiyle uğraşır''...
Hepinizin dili olarak yazıyorum; 'Yaşattıklarınızı yaşamanız dileklerimle'....
9 Şubat 2018 Cuma
''Öperim Kötü Kalbinizden''... Yazacaklarım bu kadar...
Pazartesi gününe kadar kalbinize iyi davranın..
Sağlıcakla kalın...
5 Şubat 2018 Pazartesi
Bazen Tek İhtiyacın Hayattan Bir Mola...
Çalışmasam da bende yaşıyorum şu pazartesi sendromunu.
Hep cumartesi olsun diyorum ağzım dolu dolu... Bak hala yayına girmedi bugün yazmam gereken yazım. Hep bir koşturmaca hafta sonu yemek derdin bir nebze azalıyor eşin evdeyse 2 gün yanından ayrılmamak için hepsini cuma gününden hallediyorsun bi hafta sonunuz var çünkü... Hal böyle oldu mu pazartesi işe gider gibi başlıyor telaşın. Yemekti, temizlikti, çamaşırdı falandı filandı bitmez biz kadınların işi gücü. Ama iş lafa geldi mi aman bütün gün evdesin ne yaptın denir. Önüne geçemediğimiz bir cümle boşver sakın kulağına takma...
Umarım her gününüzü pazartesi gibi geçirmiyorsunuzdur ? Valla benim canım kıymetli dinlenmeliyim az bir mola vermeliyim. Mesela çalışmadığım halde mutlaka haftalık bir planım vardır. Pazartesi ve cuma evden dışarı çıkmamaya o gün için kimseye söz vermemeye çalışırım bir plan varsa da benim için değiştirilmesi adına rica ederim. Malum bu iki gün blog yazmam gerekli.
Kalan günler elbet gezerim ikizler burcuyum gezmek bizim işimiz. Gezerim gezmesine de haftada 1 yada 2 haftada bir mutlaka bir etkinlik yaparım evde tek başıma. Yok yoga değil ama yakındır açar youtube yi yoga da yaparım ben...
Hep cumartesi olsun diyorum ağzım dolu dolu... Bak hala yayına girmedi bugün yazmam gereken yazım. Hep bir koşturmaca hafta sonu yemek derdin bir nebze azalıyor eşin evdeyse 2 gün yanından ayrılmamak için hepsini cuma gününden hallediyorsun bi hafta sonunuz var çünkü... Hal böyle oldu mu pazartesi işe gider gibi başlıyor telaşın. Yemekti, temizlikti, çamaşırdı falandı filandı bitmez biz kadınların işi gücü. Ama iş lafa geldi mi aman bütün gün evdesin ne yaptın denir. Önüne geçemediğimiz bir cümle boşver sakın kulağına takma...
Umarım her gününüzü pazartesi gibi geçirmiyorsunuzdur ? Valla benim canım kıymetli dinlenmeliyim az bir mola vermeliyim. Mesela çalışmadığım halde mutlaka haftalık bir planım vardır. Pazartesi ve cuma evden dışarı çıkmamaya o gün için kimseye söz vermemeye çalışırım bir plan varsa da benim için değiştirilmesi adına rica ederim. Malum bu iki gün blog yazmam gerekli.
Kalan günler elbet gezerim ikizler burcuyum gezmek bizim işimiz. Gezerim gezmesine de haftada 1 yada 2 haftada bir mutlaka bir etkinlik yaparım evde tek başıma. Yok yoga değil ama yakındır açar youtube yi yoga da yaparım ben...
2013 yılında piyasaya çıkan ama 2015 yılında patlama yaratan şu Büyükler için Boyama Kitabı... Tam bir terapi. Kim sana ne demiş, aman kim kime ne yapmış gibi magazinsel hiç bir şey gelmiyor aklınıza... Bazen bir oturuşta 2 resim boyuyorsunuz bazen 1 tanesini 1 ayda anca bitirebiliryorsunuz. işte 1 ay da biten bir resim örneğim...
Çok fazlasıyla ince bir çizim olduğundan renklerin birbirine olan ahengini yakaladığınız zaman ne stres kalacak ne başka negatif bir düşünce.
İlk olarak Esrarengiz Bahçe duyuldu sonrasında bir çok seriler ortaya çıkmaya başladı. Her birinde farklı çizimler var.
Bende 2 farklı kitap mevcut bununla ilgili.
İlki;İlayda Bayrak'ın hazırladığı Mekanlar ve İnsanlar.
İkincisi ise biraz yüzsüzlükle sevdiğim bir ablamdan aldığım
Melissa Green'in hazırladığı Anti-Stres Serisi olan Düşler Ülkesi.
Benim hep bir şirin cafe açma hayalim vardır. Ön hazırlık olarak boyadım çizdim hazırladım.
Bir gün açacak olursam pembe panjurları mutlaka olmalı, rengarenk kışın ortasında bile baharı yaşatan bir cafe....
İşte böyle mis gibi bir terapi...
Şimdi ise beni bekleyen bir baykuş var sırada...
Nedense bir çok insan baykuştan korkar ya da baykuş sesi kötü bir olay olacağının habercisidir gibi düşüncelere kapılırlar. Oysa ben bıraksalar her yere baykuş bibloları,resimleri koyarım ki bir çok kıyafetimde baykuş resmi mevcut hatta kolyelerimde cabası. Hal böyle olunca bende mi bir anormallik var acaba diye araştırdığımda Maya takvimine göre burcumun baykuş olduğunu öğrendim. Bunu öğrenince gerisine fazlada kafamı yormadım açıkçası.
Benim arada kendime uyguladığım terapi bu şekilde. Arada örgü de örerim. Örgü örmekte bir nevi terapi hemde çok eski zamandan gelen... Ne var ki ikizler burcu hemen sıkılabilir örgülerden o yüzden boyamak en güzel terapidir.
Vakit ayır kendine. Stresten uzak bir vakit. Beynin nefes alsın. O ne düşünceler öyle.
Bir daha gelmeyeceğiz şu dünyaya canın kıymetli olsun sen değerlisin unutma sen kendine bazı fırsat ve boşlukları yaratmazsan kimse sana demez ki hadi bugün birşey yapma diye.
İlla boya yapmak zorunda değilsin. Evinde kullanmadığın eskileri değerlendir.
Ayakkabı kutularından kullanabileceğin şeyler üret, üretemiyorsan bile bu kutuyla ne yapabilirim diye düşünmen bile sana bir terapiydi.
O zaman ne diyoruz; heeyyy hayat bana biraz mola....
Sağlıcakla kalın...
2 Şubat 2018 Cuma
Valla Açıkçası Keyfin Bilir...
Mükemmelliyetçilik.....
Bana göre resmen bir hastalık. Öyle ki mükemmelliyetçi bir insanla karşı karşıyaysanız sizi de hasta etmesi muhtemeldir bana göre. 2 dk da psikolojinizi çökertir ne olduğunu anlayamazsınız.
Böyle ruhunuz dalgalanmaya başlar bana neler oluyor dersiniz. Şayet böyle bir ruh haline bürünmeye başlar başlamaz ortamı terk edin derim.
Mükemmel biri olmalıyım. Herşey muazzam olmalı. O yapar da ben nasıl yapamam hemde daha iyisini yaparım. Herkes benim yaptığıma ayak uydurmak zorunda. Herkes benim kararlarımı onaylamak ve takdir etmek zorunda.
gibi gibi bir sürü çileden çıkarıcı şeyler.
Peki neydi ''mükemmelliyetçilik'' kişinin kusursuza ulaşma çabası. Üzgünüm ama kusursuz diye bir şey yok. Aslında '' mükemmelliyetçilik'' elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışmaktır. Ama abartıp ipin ucunu kaçıran çok.
Bu özelliğe sahip kişiler kendi içinde en çok çakışan kişilerdir. Yüksek beklentili yaşar hayatı, hata kabul etmez ve etmediği gibi sürekli de kendini eleştirir. Kendi eleştirisi biter ve direkt karşı tarafa saldırıya geçer aslında. Saldırı şöyle gerçekleşir genelde;
... sizden yapmanızı rica ettiği bir şey vardır yaparsınız beğenmez burnunuzdan getirir çünkü herşeyin iyisi ve güzelini kendisi bilir. Her yaptığınızda hata bulur sizden bir şey istemese bile hata bulacak ve sizi küçük düşürecek o kadar çok bildiği şey vardır ki yıpranırsınız.
Çok şey bilir bu insanlar çoookkkk.... Bildikleri tek şeyin şu olduğunu bilmezler ama mükemmelliyetçi olayım derken hem kendini mutsuzluğa sürükler hemde seni.
Mükemmele değil de mümkün olana odaklanın. Yıpranmayın ve yıpratmayın.
- sürekli takdir edilme dürtüsü içerisindeyseniz,
- bitmiş bir konu ya da olay üzerinde tekrar tekrar düşünme ve değiştirme isteğiniz var ise,
- karar vermede güçlük çekiyor ve etrafınızdakilerle bu konuda çakışıyorsanız,
- ve en beteri etrafınızdaki insanları size göre hareket etmeleri için değiştirme çabasına girme gibi durumlarınız var ise kendinize dur deyin mutlaka bununla ilgili yazılar okuyun, testler çözün ve hatta gerekirse psikolojik bir tedavi görün.
Mükemmel olayım derken kaç kere canın yandı umursamadın, geçmişi hiç kendine örnek olarak almadın hiç bir şey olmamış gibi devam ettin. Ne büyük hata.... Yapabileceklerini yap kimse senden çok fazlasını beklemiyor.
Yaptığınız şey her ne olursa olsun aslında mantığa sığar tarafı yok eleştiriye kapalı olmak ne demek. Mükemmelliyetçi ruhunla eleştirmek güzel tabi. Böyle yaparak etrafınızdaki kişileri kaybedersiniz kimse sizinle aynı fikire sahip ya da olmasını istediğiniz ne varsa olmak zorunda değil.
Hep yapılan hatalar ebevyen olarak çocuklarınıza aşılayacağınız şeylere özen gösterin unutmayın ki çocuklarımız bizleri örnek alıyor. Çocuğunuzu başka çocuklarla kıyaslamaya girmekten kaçının ki hastalık derecesinde ki mükemmelliyetçiliğe bürünmesinler.
Çevremde mükemmelliyetçi insanlar olduğu için ve insan üzerinde yarattığı etkiyi çok iyi bildiğim için bu durumu kaleme almak istedim. Ve genelde kaleme aldığım tüm konular çevremdeki örneklerle alakalı. Çünkü tüm bu örnekler bana göre ders niteliği taşıyor. Bana yapılmasını istemediğim hiç bir şeyi karşı tarafa dayatmak zorunda değilim. Herkesin kendi hayatı, kendi düşüncesi ve kendi mükemmelliyeti var diye düşünüyorum.
Bana göre resmen bir hastalık. Öyle ki mükemmelliyetçi bir insanla karşı karşıyaysanız sizi de hasta etmesi muhtemeldir bana göre. 2 dk da psikolojinizi çökertir ne olduğunu anlayamazsınız.
Böyle ruhunuz dalgalanmaya başlar bana neler oluyor dersiniz. Şayet böyle bir ruh haline bürünmeye başlar başlamaz ortamı terk edin derim.
Mükemmel biri olmalıyım. Herşey muazzam olmalı. O yapar da ben nasıl yapamam hemde daha iyisini yaparım. Herkes benim yaptığıma ayak uydurmak zorunda. Herkes benim kararlarımı onaylamak ve takdir etmek zorunda.
gibi gibi bir sürü çileden çıkarıcı şeyler.
Peki neydi ''mükemmelliyetçilik'' kişinin kusursuza ulaşma çabası. Üzgünüm ama kusursuz diye bir şey yok. Aslında '' mükemmelliyetçilik'' elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışmaktır. Ama abartıp ipin ucunu kaçıran çok.
Bu özelliğe sahip kişiler kendi içinde en çok çakışan kişilerdir. Yüksek beklentili yaşar hayatı, hata kabul etmez ve etmediği gibi sürekli de kendini eleştirir. Kendi eleştirisi biter ve direkt karşı tarafa saldırıya geçer aslında. Saldırı şöyle gerçekleşir genelde;
... sizden yapmanızı rica ettiği bir şey vardır yaparsınız beğenmez burnunuzdan getirir çünkü herşeyin iyisi ve güzelini kendisi bilir. Her yaptığınızda hata bulur sizden bir şey istemese bile hata bulacak ve sizi küçük düşürecek o kadar çok bildiği şey vardır ki yıpranırsınız.
Çok şey bilir bu insanlar çoookkkk.... Bildikleri tek şeyin şu olduğunu bilmezler ama mükemmelliyetçi olayım derken hem kendini mutsuzluğa sürükler hemde seni.
Mükemmele değil de mümkün olana odaklanın. Yıpranmayın ve yıpratmayın.
- sürekli takdir edilme dürtüsü içerisindeyseniz,
- bitmiş bir konu ya da olay üzerinde tekrar tekrar düşünme ve değiştirme isteğiniz var ise,
- karar vermede güçlük çekiyor ve etrafınızdakilerle bu konuda çakışıyorsanız,
- ve en beteri etrafınızdaki insanları size göre hareket etmeleri için değiştirme çabasına girme gibi durumlarınız var ise kendinize dur deyin mutlaka bununla ilgili yazılar okuyun, testler çözün ve hatta gerekirse psikolojik bir tedavi görün.
Mükemmel olayım derken kaç kere canın yandı umursamadın, geçmişi hiç kendine örnek olarak almadın hiç bir şey olmamış gibi devam ettin. Ne büyük hata.... Yapabileceklerini yap kimse senden çok fazlasını beklemiyor.
Yaptığınız şey her ne olursa olsun aslında mantığa sığar tarafı yok eleştiriye kapalı olmak ne demek. Mükemmelliyetçi ruhunla eleştirmek güzel tabi. Böyle yaparak etrafınızdaki kişileri kaybedersiniz kimse sizinle aynı fikire sahip ya da olmasını istediğiniz ne varsa olmak zorunda değil.
Hep yapılan hatalar ebevyen olarak çocuklarınıza aşılayacağınız şeylere özen gösterin unutmayın ki çocuklarımız bizleri örnek alıyor. Çocuğunuzu başka çocuklarla kıyaslamaya girmekten kaçının ki hastalık derecesinde ki mükemmelliyetçiliğe bürünmesinler.
Çevremde mükemmelliyetçi insanlar olduğu için ve insan üzerinde yarattığı etkiyi çok iyi bildiğim için bu durumu kaleme almak istedim. Ve genelde kaleme aldığım tüm konular çevremdeki örneklerle alakalı. Çünkü tüm bu örnekler bana göre ders niteliği taşıyor. Bana yapılmasını istemediğim hiç bir şeyi karşı tarafa dayatmak zorunda değilim. Herkesin kendi hayatı, kendi düşüncesi ve kendi mükemmelliyeti var diye düşünüyorum.
'' Hayat bir nefestir,
aldığın kadar...
Hayat bir kafestir,
kaldığın kadar...
Hayat bir hevestir,
daldığın kadar... '' ...Mevlana...
Kendiniz olacağınız ve kendiniz kalacağınız günlere...
Sağlıcakla kalın.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Tatilde Nereye Gitmeliyim Diye Düşünenlere
Etiketler
hayat
(5)
Mevlana
(2)
baba
(2)
evlilik
(2)
fotoğraf
(2)
insan
(2)
iyilik
(2)
kitap
(2)
tavır
(2)
terapi
(2)
özgüven
(2)
#kadınolmak
(1)
2018 yılı kadın cinayet sayısı
(1)
Bursa
(1)
Konfüçyüs
(1)
Mümin Sekman
(1)
alaycı
(1)
amaç
(1)
anne
(1)
baykuş
(1)
başarı
(1)
bilgi
(1)
blog
(1)
boyama
(1)
büyükler için boyama kitabı
(1)
cinayet
(1)
cinsel istismar
(1)
dejavu
(1)
deniz
(1)
denizin sesi
(1)
değerler
(1)
düşünce
(1)
empati
(1)
evlat
(1)
eğitim
(1)
facebook
(1)
felsefe
(1)
fikir
(1)
filozof
(1)
formül
(1)
gamzeninnotlari
(1)
güven
(1)
hashtag
(1)
hayat kısa
(1)
hayır
(1)
hobi
(1)
huzur
(1)
ikizler burcu
(1)
iletişim
(1)
insatgram
(1)
internet
(1)
ispanyol atasözü
(1)
istemek
(1)
iş hayatı
(1)
kadın
(1)
kadına şiddet
(1)
kadınlar günü
(1)
kahkaha
(1)
kendine inan
(1)
kötülük
(1)
kız evlat
(1)
limitsizsiniz
(1)
mana
(1)
maya burcu baykuş
(1)
maya takvimi
(1)
motive
(1)
mucize
(1)
mutlu olmaya sebep
(1)
mutlu yaşam
(1)
mutluluk
(1)
mükemmelliyet
(1)
nankörlük
(1)
okumak
(1)
paranoyak
(1)
rahatlamak
(1)
saygı
(1)
sosyal medya
(1)
sustum
(1)
tarz
(1)
tavsiye
(1)
tebessüm
(1)
twitter
(1)
yazar
(1)
yaşam koçu
(1)
yaşamın kuralı
(1)
önyargı
(1)
örf ve adet
(1)
özgürlük
(1)
şiddet
(1)
şizofren
(1)