4 Mart 2018 Pazar

Ahh.. Sosyal Alem... Ahh...

                         
                      Sosyal Medya...
                      Başımızın belası aslında hepimiz farkındayız ama ne çare diyoruz. Kimimiz gerektiği şekilde kullanırken kimimiz kölesi olmuş haldeyiz.
                      Tüm hayatımızı facebook'a instagram'a twitter'a swarm'a tumblr'a pinterest'e ve daha nicesine adamış durumdayız. Amaç...
                       Amaç şu interneti bize gerekli olan bilgileri aktarması, uzaktaki dostlarımızı ailemizi sosyal medyadan kucaklamak, sevinçlerimizi sevdiklerimizle paylaşmak için kullanmamız gerekirken maalesef ki bu boyutları artık uzunca bir zaman önce aştık.
        Bu boyut kim kime ne demiş acaba bana mı dedilere geldi. 
                           İşte en derin mevzular... Kişilerin önüne geçemedikleri kendilerini bu denli sosyal medyaya bağladıkları durum. Aslında kişi kendini paranoid şizofreniye bağladığının farkında değil... Sosyal medya üzerinden küsüp barışıyor, kavgalar ediyoruz ve sonuç paranoyaklık diz boyu artmış halde.
                           Oysaki kişinin yazma özgürlüğü diye bir şey var aynı basın özgürlüğü gibi. Kişi üstüne alınıyorsa sıkıntı büyük  en derin mevzuda bu işte. Mevlana'nın sözü gibi '' misafir gelecekmiş gibi evini, ölüm gelecekmiş  gibi kalbini temiz tut''. Kendimize inancımız ve güvenimiz yoksa vay halimize... ama neden böyle olduğumuzu şöyle bir espriyle dile getireyim ki '' hep o dini mesajları 10 kişiye göndermedik diye'' :)
                          Mesela hiç bir konuyu internet ortamında tartışmayın birebir konuşmalarımız da ses tonumuzu iyi niyetle ayarlamışken, maalesef yazılı olarak bu iyi niyet ve ses tonumuzu internet ortamında belli edemiyor , anlaşılamıyor ve karşımızdakini anlayamıyoruz ve inatla da anlamak istemiyoruz.
                          Bir de paylaşılan haberlerin ne kadar doğru olduğu durumu var. Ooohhoo oradan oraya oradan oraya derken yanlış bir haber doğru olup doğru haber doğruluğunu yitiriyor maalesef. Bunlara kanmayın basite kaçmayın araştırın internet bizler araştıralım diye var. Bir de bu haberlerin yanlış olduğu halde doğruymuş gibi inatla paylaşılması için üzerimize yağmur gibi yağması var.
                         ... ve hiç hazetmediğim bir  durum kişilerin yemek tabaklarını paylaşması. Basitçe şunu düşünebilirsiniz ama olay o sizin düşündüğünüz gibi değil, benim aklımdaki bu yemeği yiyemeyenin elinde ıphone var değil. Kıçına don alacak parası yoktur evet ıphone la gezer o ayrı bir yazı niteliği taşıyor  ve mutlaka yakın zamanda kaleme almalıyım. Arkadaş hamilesi var hamilesi olmasa da gecenin bir yarısı senin paylaştığına ulaşacak durumda olmayan var ve daha nicesi var ama bunun adı bende Görgüsüzlükten başka bir şey değil üzgünüm. Maalesef artık böyle de rezil bir hal alıyor ortalık.
                          Sosyal medya artık bir ticarethane ortamına döndü kişisel hesaplar dahil olmak üzere kişiler komedi mizahtan, laf sokma sanatından, incik boncuk satmaktan yürüyüp gidiyor artık.
Ben bile blogumu instagram  https://www.instagram.com/gamzemerickamir/  üzerinde storylerde minik minik notlarla tanıtmaya çalışıyorum #gamzeninnotlari hashtagi ile.. Özgür basın gibi :) ben de gerek instagram da gerek burada kişilerin muzdarip olduğu konuları dile getirerek ya da bir çok sosyal medya sayfalarında alışılagelmiş sözlerin dışında notlarımı paylaşıyorum yazı özgürlüğümü kullanarak.

                         Akıl size ait değilse ruhunuz özgür kalamaz...
                         Fikir , düşünce ve özgürlüğünüzün kısıtlanmasına izin vermeyin.... 


    Sağlıcakla kalın...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Tatilde Nereye Gitmeliyim Diye Düşünenlere