Susarak nasıl hayat geçer ki...
Geçmez... Elbet konuşmalıyız. Konuşarak enerjimizi boşaltmalıyız. İşte bu noktada insanlarla olan iletişimimiz, ikili ilişkilerimiz ortaya çıkıyor. Hayatın her alanında ihtiyaçtır konuşmak.
Markete girip bir ürünün fiyatını sormak için bile konuşuruz. Ürünü elimize alıp market sahibine uzaktan sallamayız bu ne kadar diye. İletişimi bilmeyen sallar ama bu da bir gerçek.
Hayvanların bile bir iletişim dili vardır. Kuşlar mesela; çiftleşmek için dans ederek kur yaparlar birbirlerine. Ama biz her şeyi çok bilen biz insanlar genelde bağırıp çağırarak ve hatta şiddet göstererek iletişim kuruyoruz. Sonra... Sonrası kötü bir toplum haline geliyoruz. Evlatlarımızın geleceğini kötülük üzerine inşa ediyoruz.
Dinlemesini bilmeliyiz empati yapmalıyız. Dinlediğimiz karşı taraf hissetmeli ve bizde dinlendiğimizi hissetmeliyiz. Aksi takdirde yukarıda dediğim gibi iletişim başka bir boyuta geçiyor.
Anne-evlat , baba-evlat , dostluklar , evlilik vb. bu örnekler hayatımızda çoğalır gider.
Anne-kız ilişkisinde ;
kız arkadaşlarıyla sinemaya gitmek ister... Anne kır dizini otur der.
Çünkü annenin zihnindeki sinemanın karanlık bir ortam olduğudur ve nice düşüncelerdir. Kızına bir cevap hakkı tanımadan zihnindeki bu düşünceyi paylaşmadan konu kapanır. Kız içinde cevabını bilemediği o mahcubiyetle arkadaşlarına bir yalan uydurmakla kalır.
Baba-oğul ilişkisinde;
Çocuk okumak istemez içinde bir cevher vardır onu açığa çıkarmak ister ama ne haddine , biz okumadık ta ne oldu der baba evladını dinlemeden keser önünü. Sonra okumak istese de okuyamaz zaten heves gider asi bir çocuk yerini alır.
Dostluk; okul hayatında başlar genelde...
Ya sınavda kopya vermediği için biter ya da aynı kişiye aşık olurlar.
Ama hiç konuşma fırsatı vermezler birbirlerine. Biten dostluğun sebebini onlarda dahil kimse bilmez aslında.
Peki evlilik....
Flört dönemi gibi geçen 3-4 aylık bir cicim ayından sonra gerçek kişilikler ve iletişim.
Adam; bu akşam bizim çocuklarla toplanıyoruz. Ne zamandır görüşmedik biliyorsun ani karar oldu der sevdiği eşine tatlı bir dille fakat tatlı bir dille cevap alamaz adam karısından...
Bunun ani bir kararı mı var siz bunu kesin önceden planladınız bana şimdi söylüyorsun, senin bir karın var unutma der,der,der.... konuşma farklı bir boyuta geçer. Ama kadın farkında değildir ki hep bu anlayışı iletişimsizliği yüzünden adamın başka çaresi kalmamıştır.
tam tersi şekilde bir örnek verirsem durum daha iyi anlaşılır sanırım.
Kadın;
''kız kıza toplanıyoruz bu akşam hani geçen bahsetmiştim ya kızlara bu akşam gün olarak uydu ''
adam; ne demek kız kıza evde toplanmak neyinize yetmiyor gibi yine kabaca bir konuşma gerçekleşir konu kapanır kadın kendini kemirir.
Asıl olması gereken şu değil miydi?
Adam;
''aaa ne güzel ne zamandır evdeydin açılırsın ama gittiğin yerden konum at ne olur ne olmaz''
aynı tepkiler bu ve bunun gibi konularda kadından da eşine böyle cevaplar verilmeli.
Yani sende şimdi Amerikan filmleri gibi amma da abarttın burası Türkiye dedin birde değil mi?
Çünkü orada medeniyet var görgü var insanların birbirine saygısı var. Bizde hep banacılık var, ego var, kim büyükse onun sözü geçer var. Var da var....
İletişim ve ikili insan ilişkilerimize örnekler böyle uzayıp gider. Birde okurken doğru dersiniz ki bunu her hangi bir konuda hep yapıyoruz ama hayata geçirmiyoruz.
İletişimde tatlı diliniz, yüzünüzdeki tebessümünüz eksik olmasın... Hele ki benim gibi kaşlar çatık, ketum , aksi bir duruşunuz varsa ''aman bununla bir şey konuşulmaz'' diyenler mutlaka vardır.
Lise döneminde az erkek Fatma demediler bana dediler dediler de sonra da hiçte öyle olmadığımı gördüler. İletişimde tebessüm önemlidir. Bir de empati.
Sizinle nasıl iletişim kurulmasını istiyorsanız o şekilde bakın karşı tarafa o şekilde tepkiler verin.
Mevlana'nın dediği gibi;
'' Bencillik gözüne takılmış ayna gibidir. O gözler nereye bakarsa baksın kendinden başka birini görmez...''
İşte insan ilişkilerimize bunca yazdığıma özet niteliğinde bir söz...
'' Bilgi huzur limanına götüren kayık,
Şüphe bilgisizliğin çocuğu,
Kuşku; bardağın dibinde kalan su, dök gitsin...'' diye yazmış Cemil Meriç Bir Dünyanın Eşiğinde adlı kitabında...
Tatlı dilli, tebessüm dolu, bol kahkahalı iletişimli günlere...
Sağlıcakla kalın...
26 Ocak 2018 Cuma
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Tatilde Nereye Gitmeliyim Diye Düşünenlere
Etiketler
hayat
(5)
Mevlana
(2)
baba
(2)
evlilik
(2)
fotoğraf
(2)
insan
(2)
iyilik
(2)
kitap
(2)
tavır
(2)
terapi
(2)
özgüven
(2)
#kadınolmak
(1)
2018 yılı kadın cinayet sayısı
(1)
Bursa
(1)
Konfüçyüs
(1)
Mümin Sekman
(1)
alaycı
(1)
amaç
(1)
anne
(1)
baykuş
(1)
başarı
(1)
bilgi
(1)
blog
(1)
boyama
(1)
büyükler için boyama kitabı
(1)
cinayet
(1)
cinsel istismar
(1)
dejavu
(1)
deniz
(1)
denizin sesi
(1)
değerler
(1)
düşünce
(1)
empati
(1)
evlat
(1)
eğitim
(1)
facebook
(1)
felsefe
(1)
fikir
(1)
filozof
(1)
formül
(1)
gamzeninnotlari
(1)
güven
(1)
hashtag
(1)
hayat kısa
(1)
hayır
(1)
hobi
(1)
huzur
(1)
ikizler burcu
(1)
iletişim
(1)
insatgram
(1)
internet
(1)
ispanyol atasözü
(1)
istemek
(1)
iş hayatı
(1)
kadın
(1)
kadına şiddet
(1)
kadınlar günü
(1)
kahkaha
(1)
kendine inan
(1)
kötülük
(1)
kız evlat
(1)
limitsizsiniz
(1)
mana
(1)
maya burcu baykuş
(1)
maya takvimi
(1)
motive
(1)
mucize
(1)
mutlu olmaya sebep
(1)
mutlu yaşam
(1)
mutluluk
(1)
mükemmelliyet
(1)
nankörlük
(1)
okumak
(1)
paranoyak
(1)
rahatlamak
(1)
saygı
(1)
sosyal medya
(1)
sustum
(1)
tarz
(1)
tavsiye
(1)
tebessüm
(1)
twitter
(1)
yazar
(1)
yaşam koçu
(1)
yaşamın kuralı
(1)
önyargı
(1)
örf ve adet
(1)
özgürlük
(1)
şiddet
(1)
şizofren
(1)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder